İnternet Dolandırıcılığı Suçu Süreç ve Şikayet Dilekçesi
Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir; hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır. Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hâkim kararıyle; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır. Daha önce de belirtildiği gibi failin mağdura ait hesaba mağdurun iradesini sakatlayarak hile ve desise ile erişim sağladığına dair bir veri, müşteki beyanı veya teknik delillere göre bir tespit var ise artık suç bilişim suretiyle hırsızlık değil, bilişim suretiyle dolandırıcılık olacaktır. Maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunun mağdura ait herhangi bir maddi değeri bulunan malın rızası dışında bulunduğu yerden hakimiyet alanına alınması ile birlikte oluşması karşısında, mağdurun iradesinin hile ve desise ile sakatlanarak bir malın teslimi ya da failin egemenlik alanına geçirilmesi durumlarında dolandırıcılık suçunun yasal unsurları oluşacaktır.
Suç amir ve üst aleyhine işlenebileceğinden, failin saygısızlıkta bulunduğu kişinin üstü ya da amiri olduğunu bilmesi gerekir[94]. AsCK’da, disiplin cezalarını gerektiren fiiller, “disiplin kabahatleri” ve “disiplin tecavüzleri” olmak üzere iki grupta toplanmıştır. Maddesinin üçüncü fıkrasında “Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali ve teknik şartlar koyamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Bu meblağları belirtilen süre içinde yatırmayanlar hakkında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.” Kurula, “Diyanet İşleri Başkanı tarafından Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri arasından bir üye seçilmesini de Diyanet İşleri Başbakanlığının “Bütün siyasi görüş ve düşünüşler dışında kalmasını öngören Anayasa’nın 136 ncı maddesiyle bağdaştırmak zordur. Kurul, basılmış eserlerin küçükler için muzır olup olmadığı hususunda yapacağı incelemede 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunundaki genel amaç ve temel ilkeleri gözönünde bulundurmak zorundadır.” Parasal yükümlülük oranlarının saptanması ya da Konut Fonu gibi herhangi bir amaca tahsisi, yasama organının takdir yetkisi içinde kalan bir konudur, irdelenmesi, yerindelik denetimine girer. Aksine bir davranış, Anayasa’ya uygunluk denetiminin amacım aşar. Necdet Darıcıoğlu, Yılmaz Aliefendioğlu, Yekta Güngör Özden ve Muammer Turan 4. Maddenin yedinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptali gerektiği düşüncesiyle bu görüşe katılmamışlardır.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır. Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. 14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini âyin ve törenler serbesttir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Esas itibariyle yargılama bu daireler tarafından yapılır. Her dairede bir başkan ve altı üye vardır. Üyelerden dördü askeri hakim sınıfından ikisi de kurmay subaydır. Dairelerde çoğunluk askeri hakim sınıfından olmak üzere görüşme sayısı beştir. Dairelerde kararlar oy çokluğuyla verilir ( m.14). Adil yargılanma hakkının gerçekleşmesinin için yargılama yapan yerin kanunla kurulan bir mahkeme olması tek başına yeterli değildir. Bu mahkemenin bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olması gerekmektedir. AİHM, üçüncü kez kopya çeken üniversite öğrencisinin okuldan çıkarılması ve başka yüksek öğretim kurumuna kabul edilmemesine ilişkin disiplin yaptırımın, eğitim hakkını ihlal etmediğini, Ek Protokolün 2\. Canlı pin up casino giriş odalarında gerçek zamanlı olarak diğer oyuncularla mücadele et. pin up giriş\. Maddesinde düzenlenen hakkın esasen ilköğrenimle ilgili olduğunu, kural olarak disiplin önlemlerinin bu maddeyi ihlal etmediğine karar vermiştir[653].
Fıkra metninde açıkça görüldüğü gibi, herkes, “kanunla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme” tarafından yargılanma hakkına sahiptir. Buradan “adil yargılanma hakkı”nın şu dört koşulu ortaya çıkmaktadır. Diğer bir ifadeyle adil yargılanma hakkının gerçekleşmesi için bir kere, yargılama bir “mahkeme” tarafından yapılmalıdır. İkinci olarak bu mahkeme “kanuni” olmalı, yani yürütme organının düzenleyici işlemleriyle değil, yasama organının çıkardığı bir kanunla kurulmalıdır. Bağımsızlık, başka bir kişi veya organdan emir almamak ve tarafların ve özellikle yürütme organının etki alanının dışında olmak demektir. Dördüncü olarak nezdinde hak aranılan mahkeme “tarafsız” olmalıdır. Tarafsızlık mahkeme üyelerinin davanın çözümünü etkileyecek bir ön yargılarının olmaması demektir. Diğer bir ifadeyle, tarafsızlık, mahkeme üyelerinin tarafların leyh ve aleyhinde bir duyguya veya çıkara sahip olmaması anlamına gelir[682]. AİHM mahkemede olması gereken diğer bir nitelik olan tarafsızlık kavramını objektif ve sübjektif olmak üzere iki ayrı açıdan ele almaktadır. Sübjektif tarafsızlık, mahkeme üyesi hâkimin kişisel tarafsızlığını ifade eder ve aksi sabit oluncaya kadar var sayılır. Objektif tarafsızlık ise kurum olarak mahkemenin kişide bıraktığı izlenim yani hak arayanlara güven veren tarafsız bir görünüme sahip bulunmasıdır.
- Ç) (c) bendi uyarınca yapılan bildirimden itibaren on gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde seçim yapılır.
- Gizlilik ilkesi üçüncü kişiler için geçerli olup, soruşturulan memur için geçerli değildir[350].
Bu nedenle çelişmeli muhakemeden söz edebilmek için,tezi sunan bir savcının, bu teze karşı antitez sunabilecek derecede muhakemeyeetkili katılabilecek bir savunma ve bu ikisi dışında kalarak, tezi ve antitezideğerlendirerek senteze ulaşacak tarafsız bir hâkimin varlığı zarurîdir. [13] Madde 72 – Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir. Kanaatimizce bu olaydaki eylem de disiplin tecavüzü kabul edilemez. Çünkü Bilgi Edinme Kuruluna müracaat edebilmenin ön şartı önce kendi kurumunuzun talebinizi reddetmesidir.
Ancak konusu suç olan hiçbir emir yerine getirilemez, getirenler de sorumluluktan kurtulamaz. Maddenin son fıkrası askeri hizmetlerin görülmesini, istisnalar arasında saymıştır. Bunun sonucu olarak, Askeri Yargıtay eski bir kararında, verilen emrin kanuna aykırı olmasının yerine getirme zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağını belirtmiştir[103]. Bilindiği gibi, kamu görevlileriyle idare arasında da özel bir ilişki vardır. Bu özel ilişki veya statü durumunun sonucu olarak, idare disiplin suçu işleyen kamu görevlisine yaptırım uygulama yetkisine sahiptir. Bu yetki genel anlamda idarenin disiplini sağlama yetkisidir[33]. Disiplin suçu olarak adlandırılan suçlar, bu statünün gerektirdiği ödev ve yükümlülükleri yapmamak biçiminde ortaya çıkarlar. Bu yönüyle disiplin suçları, kamu görevlisinin içinde bulunduğu idareye taahhüt ettiği özel bağlılık yükümlülüğüne uymaması ve o idari birimin içinde kabul edilmiş olan düzen kurallarına aykırı davranışlarıdır[34]. İlgililerin, hakkında üç kez sınırlama kararı verilmiş olan basılmış eserlerinin sonraki sayı ve basılarının sınırlama kapsamından çıkması için bu sayı ve basıların “küçükler için muzır nitelikte olmadığı iddiasıyla” Kurula başvurma zorunluluğunda bırakılması ise açıkça basının sansüre tabi alınması anlamım taşımaktadır. Oysa, Anayasa’nın 28 inci maddesi “Basın hürdür, sansür edilmez” kuralım koymuştur. Bu nedenle de mezkur yasanın 4 üncü maddesinin yedinci fıkrası Anayasa’ya aykırı düşmekte ve iptali gerekmekte idi. Tüm özgürlüklere olduğu gibi basın özgürlüğüne de kamu yararı, genel ahlak ve genel sağlığın korunması amaçlarıyla sınırlamalar getirilebileceğine, Anayasa’nın 13.
Maddede tarif edilmiş[550] ve kanunun oda ve göz hapsi cezası ile cezalandırdığı eylemler disiplin suçu olarak kabul edilmiştir. Kanunun disiplin suçu olarak cezalandırdığı eylemler 47-61/A maddeleri arasında yer almaktadır. Oda ve göz hapsi cezaları disiplin amiri tarafından 28 güne kadar, disiplin mahkemesi tarafından ise 60 güne kadar verilebilmektedir. Oda hapsi cezasında Subay, astsubay, Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarma ve uzman erbaşlar; Oda hapsi cezalarında; mümkün olduğu takdirde cezayı tek başlarına belirli bir hapis odasında geçirirler. Disiplin amiri tarafından cezanın fasılalarla çektirilmesi de kararlaştırılabilir. Ancak bu cezanın basit bir disiplin tecavüzü nedeniyle verildiği ve 28 gün boyunca kesintisiz ve tek başına infaz edildiği durumda insanlık dışı ve onur kırcı sayılma ihtimali bulunmaktadır.
Eğer, amaçsal yorum yapılmaz da sözel yorumla yetinilirse, amir konumunda olmayan üstlere karşı girişilen maddenin tanımladığı fiiller, cezalandırılmamış olacaktır. Böylece askerlik hizmetinin yürütülmesinde büyük sorumluluğu olan üstler korunmamış olacaktır. Bu da kanun koyucunun amacına aykırı bir uygulama meydana getirecektir (Yıldırım, Askeri disiplin, s.89-90). Disiplin cezalarının verilmesinde, sebep unsuru disiplin suçu oluşturan eylemdir. Gerçekte disiplin suçu oluşturan eylemin hiç olmaması disiplin cezasının sebebini sakatlar. Bu şekildeki uyuşmazlıklar genelde disiplin cezası olmadığı halde, disiplin ceza kayıtlarında görünen cezalara ilişkpın up. Askeri Ceza Kanununun 162/A maddesinde; “Disiplin Tecavüzü, Askeri terbiyeyi, disiplini bozan ve hiçbir ceza kanununun maddelerine uymayan fiiller ve tekasüller” olarak tanımlanmış olup bu hallerde disiplin amiri, bir fiili disiplin cezası olarak değerlendirse bile (AsCK. m.165 ve 171’de gösterilen) disiplin cezası verip vermemekte tamamen serbesttir. Amiri, disiplin tecavüzünden dolayı ceza vermediği takdirde hiç kimse kınayamaz, sorumlu tutamaz. Kuşkusuz 477 sayılı Kanununda sayılan disiplin suçları bu kapsamın dışındadır. Maddesinde, adil yargılanma hakkı, medeni hak ve yükümlülükler ile suç isnadına ilişkin konularda tanınmıştır.
Maddelerine yöneltilen Anayasa’ya aykırılık savlarına ilişkin olarak Anayasa’ya aykırılık halinin bulunmadığını belirleyen gerekçeler, 4. Maddenin söz konusu edilen fıkraları için de geçerlidir. Maddesi karşısında ayrıca irdelenmesine gerek görülmüştür. A) Kurul’ca, 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır etki yapacağına karar verilen eserler hakkında uygulanacak yaptırımlar ile hak ve özgürlüklerde yapılacak ve demokratik toplumlarda cevaz verilmediği öne sürülen kısıtlamaları belirleyen Yasanın 4. Maddesine aykırı olduğu ifade edilmiş, iptalleri istenmiştir. Üyelerinden her birinin bir uzmanlık dalından geldiği belli olan Kurul’a resmi bilirkişilik görevinin verilmesindeki asıl amacın, müstehcenlik konusundaki görüşlere istikrar getirerek Mahkemelerin daha isabetli ve daha sağlıklı kararlar vermelerine katkıda bulunmak olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde, Kurul’un, resmi bilirkişi sıfatıyla görevlendirilmesinin ve verdiği raporların, mahkemece yeterli görüldüğünde hükme dayanak yapılmasının, toplumda yerleşmiş adalet duygusunu sarsıcı hiçbir yönü yoktur. Kaldı ki, usul yasaları mahkemenin, verilen raporu yeterli bulmaması halinde, başka bir bilirkişiye müracaat etmek yetkisini saklı tutmaktadır ve 3266 sayılı Yasada bunu engelleyen bir hüküm yer almamaktadır.